TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ DERGİSİ (Üç Ayda Bir Yayımlanan Ulusal Hakemli Dergidir) CİLT:1, YIL:2, SAYI:5, TEMMUZ 2011
Günün ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun yerini alan Yeni TTK ile acentelik ilişkisi yeni bir boyut kazanmıştır. Eski kanun döneminde ortaya çıkan kanun boşlukları mahkeme kararları ile giderilmeye çalışılmış ancak denkleştirme tazminatı, komisyon alacakları veya sözleşmenin sona ermesinden kaynaklanan sorunlara sınırlı çözümler sunulabilmiştir. Yeni TTK ile özellikle acentenin komisyon (ücret) alacağı, denkleştirme tazminatı, rekabet yasağı anlaşması detayları ile düzenlenmiştir. Genel olarak eski kanun dönemindeki temel mantık yeni kanunda da devam etmekle beraber uygulamada pek çok sorunun net çözümlere kavuşacağı görülmektedir. Yeni kanunun en temel özelliği genellikle ekonomik olarak güçsüz durumda bulunan acenteleri koruyucu hükümlerin emredici olarak düzenleme konusu yapmasıdır. Acenteye hak kaybı yaratacak durumların sınırlı olarak sayılması, girişim özgürlüğünü kısıtlayan kayıtların şekil ve esastan sıkı ölçülere bağlanması, bu yaklaşıma örnek verilebilir. Diğer önemli bir değişiklik ise acentenin yanında müvekkilin hak ve yükümlülüklerin düzenlenmiş olmasıdır. Buna karşın acentenin sır saklama yükümlülüğü ve finansal sorumluluğunu arttıran kayıtlar (del credere clause) açısından herhangi açık bir düzenleme yapılmamıştır. Yeni düzenlemeye büyük ölçüde Alman Ticaret Kanunu ve Avrupa Birliği'nin acenteliğe ilişkin direktifi esin kaynağı olmuştur.
http://www.humanlawjustice.gov.tr/Upload/Dergiler/taad5/index.html